AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, bugün Türkiye Belediyeler Birliği’ndeki Avrupa Hareketlilik Haftası ve Şehirlerde Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik için Avrupa Birliği Desteği Projesi’nin (SKUP) lansmanına katıldı.
Açılışın ardından ANKA Haber Ajansı’nın sorularını yanıtlayan Meyer-Landrut, Avrupa Hareketlilik Haftası’nın bir farkındalık haftası olduğunu belirterek, “Yurttaşlar, belediyeler, hükümetler, hepimiz şehirlerde daha sağlıklı seyahat etme seçeneklerine sahip olmak için emisyonları azaltmaya yönelik davranışlarımızı değiştirmek için katkı sunmalıyız. Sonuçta bunun hepimize geri dönüşü olacaktır. Herkes daha az trafik sıkışıklığı, daha temiz hava, daha az kaza ve elbette iklim değişikliği üzerinde daha az etkiden yararlanacaktır. Gelin bunu birlikte değiştirelim ve hep beraber katkıda bulunalım” mesajını verdi.
Yeni dönemde Türkiye-AB ilişkilerine dair Meyer-Landrut, “Seçimlerden ve yeni hükümetin kurulmasının ardından, siyasi aktörlerin bir araya gelerek AB-Türkiye ilişkilerini geliştirmek için hangi perspektiflerin mümkün olduğunu görmeleri gereken bir yeniden angajman anı olacaktır” dedi.
“TÜRKİYE'YE YÖNELİK VİZE KONUSUNDA HERHANGİ BİR POLİTİKA YA DA ÖZEL BİR KISITLAYICI UYGULAMA BULUNMAMAKTADIR”Meyer-Landrut, Türkiye'den AB ülkelerine vize başvurusu yapanların randevu almakta yaşadıkları zorluk ve yüksek ret oranları ile ilgili ise şu açıklamayı yaptı:
“Türkiye’ye yönelik vize konusunda herhangi bir politika ya da belirli bir kısıtlayıcı uygulama bulunmamaktadır. Her bir başvuru, ilgili üye devletler tarafından yönlendirildiği makamlar tarafından esasına göre değerlendirilmektedir. Elimizde toplu verilerin bulunduğu son bir yıl içerisinde, başvuru sayısının yüksek olduğu önceki yıllara kıyasla reddedilen başvuru sayısının azaldığını gördük. Türkiye tüm dünyada en fazla Schengen vizesi başvurusu yapan ülke konumundaydı. Bu yıl başvurularda ilave bir artış görüyoruz ve şu an için vize başvurularında bir anormallik göremiyorum. Reddedilen başvurulara ilişkin toplu verilere sahip değiliz. Ancak elimdeki verilere göre geçen yıla göre bir farklılık görmüyorum.”