Öztrak "Varlık Fonu" uyarısında hangi benzetmeyi yaptı?
Öztrak "Varlık Fonu" uyarısında hangi benzetmeyi yaptı?
Gerçek Muhabir Gerçek Muhabir
GÜNCEL
Öztrak "Varlık Fonu" uyarısında hangi benzetmeyi yaptı?
CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Türkiye Varlık Fonu düzenlemesinin mevcut haliyle ekonomi için ciddi riskler içerdiğini ifade etti. Kamu harcama usullerinden ve Sayıştay denetiminden kaçırılan Fon’un “mali disiplinin tabutuna çivi çakacağını” kaydeden Öztrak, “Hükümet, ekonomimizi altından kalkamayacağı maceralara sokmamalı” dedi. Varlık Fonlarının dünyadaki uygulamalarında, doğal kaynaklardan elde edilen gelirlerin veya bugünün ödemeler dengesi fazlalarının gelecek kuşaklarla paylaşılmasını hedeflendiğini belirten Öztrak, “Bizde ise, emeklilik ve işsizlik fonu fazlalarının, özelleştirilecek varlıkların, bunların ve mega projelerin gelecekteki gelirlerinin de bu Fona kaynak olarak aktarılacağı Bakanların açıklamalarından anlaşılmaktadır. Devletin varlık ve gelirlerini tüketen iktidar, gelecek kuşakların varlıklarına ve gelirlerine el atmak istemektedir” değerlendirmesinde bulundu. Hükümetin getirmek istediği “Türkiye Varlık Fonu” düzenlemesiyle ilgili yazılı bir açıklama yapan Öztrak, Varlık Fonu uygulamasının genellikle yeraltı zenginliklerinden sürekli gelir elde eden veya ödemeler dengesi fazlası veren ülkeler tarafından kullanıldığını hatırlattı. Yeraltı kaynağı olmayan ve cari açık sorunu çözülemeyen Türkiye'de, böyle bir Fon kurulması konusundaki ısrarın altında farklı bir amaç olduğunu ifade eden Öztrak, özetle şunları belirtti: EKONOMİ İÇİN CİDDİ RİSKLER İÇERİYOR Dünyada bu fonlar belirli, odaklanmış ve net amaçları gerçekleştirmek için kurulmuştur. Türkiye için öngörülen düzenlemede ise amaçların ve hedeflerin çok geniş tutulduğunu görüyoruz. Gerekçesinde, İslami finansman varlıklarının kullanımının yaygınlaştırılmasından, büyük projelerin "kamu borcu artırılmadan" finanse edilmesine kadar uzayan amaçların sayıldığı bu düzenleme, mevcut haliyle Türkiye ekonomisi için ciddi riskler içermektedir. MALİ DİSİPLİNİN TABUTUNA ÇİVİ ÇAKACAK Düzenleme, 2001 krizinden önce var olan ve acı ilaçlar içerek üstesinden gelebildiğimiz "mevzuattan, kurallardan, hesap vermekten kaçmak için fon kurma" anlayışının 15 yıl sonra yeniden diriltilmiş halidir. Türkiye ekonomisinin güvenlik çıpalarının neredeyse tamamını söküp atan AKP Hükümetleri, Türk ekonomisinin elinde kalan son kale olan mali disiplinin de tabutuna çivi çakmak üzeredir. SAYIŞTAY DENETİMİNDEN KAÇIRILIYOR Kamunun kaynakları ile kamuya tanınan hak ve imtiyazlarla bir fon kurulmakta ancak “Bu fonu kamu denetlemesin” denmekte, Sayıştay denetiminin dışına çıkarılmaktadır. “Milli iradeyi” ağzından düşürmeyenler, iş denetime gelince milli iradenin tecelligâhı olan Meclis’i bir kenara itmektedir. BU DÜZENLEME KURUMLARI BATIRIR Düzenlemeye bakıldığında, Hükümetin Fon’un finansmanı için öncelikle İşsizlik Sigortası, Bireysel Emeklilik gibi fonlarda biriken paralara ve kamunun gelecekteki gelirlerine göz diktiği anlaşılmaktadır. Kamu kurumlarının ihtiyaç fazlası gelir ve varlıklarının Fon'a devrini de içeren düzenleme, bu haliyle Hazine’nin iç borçlanma ihtiyacını artıracağı gibi, uzun dönemde bu kurumları ciddi şekilde zorlayacak, hatta batma riskiyle karşı karşıya bırakacaktır. BU BORÇ KİMİN OLACAK? Düzenlemeyle, kamu erkini kullanacak olan Fon'a yurtiçinden ve yurtdışından borçlanma yetkisi verilmektedir ama bu borcun "kamu borcu" sayılmayacağı söylenmektedir. “Bu kamu borcu değildir” dense de borç verenler, bu kamu fonunun çıkaracağı kağıtları kamu kağıdı olarak kabul edecektir. Aksi takdirde borç vermek için Hazine garantisi talep edeceklerdir. Yani dış piyasalarda ülkenin Hazinesi ve bu Fon rekabet edecektir. Bunun maliyeti yüksek olur. Zaten devletin verdiği açık ya da örtük garantilerle giderek bozulan kamu borç yönetimi içinden çıkılamaz hale gelir. Bu aynı zamanda Kamu Borç Yönetimi Kanunu’nun getirdiği disiplinden de kaçmaktır. KAYNAKLAR KONUSUNDA DA KAFALAR KARIŞIK Amaç ve hedeflerde olduğu gibi Fon’un kaynakları konusunda da ciddi kafa karışıklığı olduğu anlaşılmaktadır. TBMM’ye getirilen tasarı ve teklifler ile Bakanların açıklamaları arasında çelişkiler bulunmaktadır. Nitekim, gelen tasarı ve tekliflerde Fon’un kaynaklarının özelleştirme, kamu kuruluşlarından elde edilecek ihtiyaç fazlası gelir ve kaynaklar ile borçlanma öngörülürken, bakanların açıklamalarına göre Kamu-Özel İşbirliği projelerinin ileriye dönük nakit akışları da bu Fon açısından kaynak olarak düşünülmektedir. Dünyada bu Fonlar bugünün kaynaklarını gelecek kuşağa aktarmak için araç olarak görülür. Buna karşın Hükümetin kafasında gelecek kuşakların kaynaklarının, bugün siyasi rant sağlamak için kullanılmasının yatmakta olduğu görülmektedir. BÜTÇE DİSİPLİNİNİN ARKASINDAN DOLANACAKLAR Hükümetin, Kamu-Özel İşbirliğiyle kamu yatırımlarını bütçenin dışına taşıma anlayışı bu düzenlemede de devam etmektedir. Bu çerçevede, Fon’un kurulmasındaki asıl niyetin, hem borçlanma limitlerinin, hem de harcama disiplininin dışına çıkmak olduğu görülmektedir. HEP BİRLİKTE ALTINDA KALIRIZ Kamu kaynaklarını ve tasarruflarını artırmak yerine, bütçe içindeki tasarrufları bütçe dışına kaçırarak harcamaya ve bütçe disiplininden kaçmaya dönük yaratıcı(!) fikirlerden bu millet çok çekmiştir. Kredi derecelendirme kuruluşlarının gözü ülkemizin üstündeyken, Hükümet, ekonomimizi altından kalkamayacağı maceralara sokmamalıdır. Yakın geçmişteki krizlerde yaşadıklarımız, mali disiplini yitirmenin sonunun felaket olduğunu bizlere göstermiştir. Bu hata yapıldıktan sonra ekonomide yaşanacak sıkıntıları "engellenen askeri darbe girişimine" ya da "ekonomiye darbe yapmaya kalkan çetelere" bağlamaya çalışmanın anlamı olmayacaktır. Yapılan yanlış, vatandaşın zaten boşaltılan cebini yangın yerine çevirecektir.
Paylaş: