Pandemi döneminde eğitim anlamında en çok zorlanan kesimlerden biri de sanat alanında uygulamalı eğitim gören konservatuvar öğrencileri oldu. Özellikle iki yıllık yüksek lisans eğitimini tamamen pandemi döneminde geçen öğrenciler bu süreçte zorlandı. İki senelik eğitimi olan Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Geleneksel Türk Müzikleri Ana Bilim Dalı yüksek lisans programında eğitim gören Utkan Mesci; derslerin alındığı ilk seneyi bitirmek üzere olduğunu ancak aldığı dört dersten üçünün hocasını hiç görmediğini ve fiziksel olarak sınıfta bulunmadan yüksek lisans eğitimini bitireceğini dile getirdi. Mesci'nin açıklamaları şöyle:
"ALDIĞIM DÖRT DERSTEN ÜÇÜNÜN HOCASINI HİÇ YÜZ YÜZE GÖRMEDİM"
"İşin akademi tarafıyla biraz daha fazla ilgilenen biri olarak o taraftaki zorluklar bile fazlasıyla tedirgin ediyor bizi. Eğitim sürecinde bir türlü bir araya gelemeyişimiz, müzik yapamayışımız, sahnede çalışan arkadaşlarımızın geçimlerini sağlayamaması, bir yandan da müzik dinleyemememiz bile hayatımızın gidişatını oldukça olumsuz etkiliyor. Bunun için tedirginlik içerisindeyiz. Bundan bir sene sonrasını tahmin etmek çok zor görünüyor.
Uzaktan eğitim koşullarının icraya çok müsait olmaması nedeniyle temel sorun aslında icra derslerimizle ilgili oldu. Diğer dersler sorunsuz ilerliyor gibi görünse de fiziksel olarak bir arada bulunamamanın olumsuz getirileri var. Yüz yüze eğitimi de daha önce tecrübe ettiğimiz için özellikle yan yana olmanın eksikliğini çok ciddi şekilde çekiyoruz. Yüksek lisans eğitimi, bir sene derslerin alındığı bir sene de bitirme tezinin yazıldığı bir eğitim programı. Şimdi biz bu programın ilk senesini bitirmek üzereyiz. Fiziksel olarak hiçbir sınıfta bulunmadık. Tamamen online görüşme platformları üzerinden eğitim hayatlarımızı sürdürmeye çalıştık. Bu sene aldığım 4 dersten 3’ünün hocasını hiç yüz yüze görmedim. Bu da ciddi bir problem, birebir etkileşim bu işin çok önemli bir parçası aslında. Umarım bu sorunların aşıldığı günleri çabucak görürüz."
"EVİNDE BİLGİSAYARI OLMAYAN ÖĞRENCİLERİMİZ DE OLABİLİR"
Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Cenk Güray ise pandemi döneminde icraya dayalı derslerde belirgin zorlukların ve aksaklıkların yaşandığını dile getirdi. Ancak lisansüstü eğitimde teorik derslerde online eğitimin bazı avantajlarının da olduğunu söyledi. Güray'ın açıklamaları şöyle:
"Elbette ki uzaktan eğitim belirli kayıpları getiriyor. Özellikle yüz yüze görüşmenin önemli olduğu icra boyutundaki dersler, yani birebir icrayı çalıştığınız derslerin çok verimli yürüdüğünü söyleyemeyiz. O anda iki kişiyi aynı ortamda bir arada gösterecek kadar gelişmiş ve bunların sanal olarak senkronizasyonunu ayarlayacak kadar da hassas bir program maalesef oluşmuş değil. Dolayısıyla siz icra yapsanız ve öğrenciniz tekrarlayacak dahi olsa burada tınının duyulması, frekansların hepsinin duyulması; bunun öğrencinize zamanında gitmesi, onun size zamanında gelmesi gibi ancak canlı bir bağlantıyla olabilecek bazı noktalarda eksiklikler oluyor. Özellikle bu ders, bireysel dersten toplu bir derse doğru kaydıkça sıkıntılar da büyüyor. Çünkü pek çok öğrenci başka yerlerden bağlanıyor, bağlantı hızları değişik oluyor daha da önemlisi imkân olarak internet bağlantısı olmayan öğrenci olabilir. Evinde bilgisayarı olmayan öğrencimiz de olabilir. Dolayısıyla bütün bu zorluklar tüm sanat eğitim camiasında yaşandığı gibi bizde de yaşandı.
"BİR ÖĞRENCİNİN DOKTORA TEZİ İÇİN YAPTIĞIMIZ GÖRÜŞME CANLI GÖRÜŞMELERE GÖRE DAHA İYİ OLDU"
İşin benim açımdan iyi giden tarafı ise teori ağırlıklı dersler oldu. Bu dersler oldukça verimli devam edebildi. Lisans dersleri için bu biraz daha zor. Çünkü lisans yapısı her zaman birebir transfere daha fazla dayanıyor. Yani bir arada olmak lisansta biraz daha kritik. Ancak yüksek lisans ve doktoraya doğru gittikçe daha çok kavramlar üzerinden konuştuğumuz için doğrudan daha ufak ebattaki bilgilerin aktarımının etkisi biraz daha azalıyor ve kavramsal tartışmalar daha önemli bir boyuta gelmeye başlıyor. Onu da bu platformlardan rahatlıkla yapabilmeniz mümkün. Mesela teori derslerinde ben yüz yüze yaptığım verimi aldığımı söyleyebilirim. Hatta tez görüşmelerinin, yani birebir bir öğrencinin doktora tezi için yaptığımız görüşmelerin, canlı görüşmelere göre daha iyi olduğunu bile söyleyebilirim. Mesela bu benim hiç hesapladığım bir şey değildi. Örneğin doktora öğrencinizin günlük hayatta başka işleri de oluyor; bir yerde konseri olabiliyor, öğretmen olabiliyor. Sizin de belli sorumluluklarınız var. O yüzden bir mekânda bir araya gelmek için de belirli zamanlar ayırmanız gerekiyor ve bu bazen gecikmelere yol açıyor. Bir saat planlıyorsunuz; 15 dakika öğrenci geç kalıyor, sizin bir işiniz çıkıyor derken yarım saat görüşüyorsunuz görüşemiyorsunuz. Oysaki burada 9’da düğmeye bastığınız anda karşı karşıyasınız ve bu bir saati dolu dolu kullanabiliyorsunuz. Yani işin bir de bu avantajı var. Bir de bunun yanında belirli konularda uzmanlığı bizden de ileri olan pek çok hocamız var. Bu anlamda hocamızı gerektiği zaman tek bir telefon veya bilgisayarla beraber o görüşmelerin içine alıp hocaların bizzat tecrübelerinden faydalanabilmek adına bulunmaz bir imkân oldu. Bu söylediklerim açıkçası daha çok lisansüstü eğitim açısından avantaj. Lisans eğitiminde maalesef o dezavantajlı durumlar biraz daha fazla ortaya çıktı."